0312 476 61 44-45

GüncelBlog

ZORUNLU HİJYEN EĞİTİMİ Mİ, PORTÖR MUAYENESİ Mİ

ZORUNLU HİJYEN EĞİTİMİ Mİ,  PORTÖR MUAYENESİ Mİ

 

2013 Temmuz ayı itibariyle gıda işletmelerinde çalışan personelin hijyen eğitimi alması gerekliliği yasa ile tanımlandı. Bu yasal düzenlemede gıda işletmesinde çalışacak personelin çalışmadan önce veya hali hazırda çalışıyorlar ise 1 yıl içerisinde eğitime katılması gerektiği açıklanıyor.  Daha uygulama adına pek bir çalışma yapılmasa da, yönetmelik  düzenlendi ve yürürlüğe girdi. 

Son zamanlarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı veya farklı kamu kurumlarından firmalara eğitimi biz veriyoruz şeklinde bildirimler oldu. Ardından Milli Eğitim Bakanlığından bir deklarasyon yayınlanarak eğitimi sadece kendilerinin verebileceği ilan edildi. Tabi ki kafalar karıştı. Bir de işin içine eğitim ücretleri girdiğinde işin rengi de farklılaşıyor. Hatta bazı kurumlar eğitim almayan kişi başına 1000 tl civarı ceza kesileceği konusunda yayın yaptılar.  Kendi düzenledikleri eğitimlerin ise kişi başı 40 – 60 TL olduğunu ifade ediyorlar aynı yazılarda. Aba altında sopa gösteriliyor yani.

Ben ise yasal düzenlemeyi incelediğimde ise şunu gördüm:

MADDE 6 – (1) Eğitimler, Genel Müdürlüğe bağlı öğretim kurumları tarafından verilir. İş yeri sahipleri ve işletenleri, komisyonca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bu eğitimleri çalışanlarına kendi imkânlarıyla da verebilir.

Bu da demek oluyor ki firmaların önünde iki seçenek var; ya Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Ömür Boyu Öğrenme Genel Müdürlüklerinin düzenlediği eğitimlere personellerini gönderecekler ya da kendileri eğitim düzenleyerek istenen konuları çalışanlarına aktaracaklar. Gıda mühendisi ve teknik elemanları olan, üst düzey sistemleri kurmuş ve yürüten, danışman ve eğitimciler ile çalışan işletmeler için ikinci seçenek çok daha mantıklı tabii ki. Zira eğitimi verecek olan kişilerin yeterliliği ve eğitimci vasıfları ile ilgili bir değerlendirme yapmak şart.

Aslında teorikte çok basit; ilgili yasada değişiklik yapılarak Sağlık Bakanlığının genelgesine konu olan düzenleme kaldırılmış ve portör muayenesi zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır.

Sorun pratiktedir ki; farklı denetimlerin yürütülmesinde (devlet denetimi, belgelendirme denetimi veya müşteri denetimi) denetimi gerçekleştirenler portör muayenesi sonuçlarını istemektedir. Burada gıda üreticisi veya gıda zinciri içinde yer alan firmanın nasıl bir yol izlemesi gerektiği bir soru işareti olarak havada asılı kalmaktadır.

Bu sorunun esas kaynağında iki veya bazen üç neden bulunmaktadır:

  • Denetimi yapan kişilerin mevzuattaki değişiklik hakkında bilgi sahibi olmaması,
  • Denetimi yapan kişilerin personel sağlığının nasıl kontrol edildiğini sorma şeklindeki yanlışlık,
  • Portör muayenesi yapan firmaların baskıları

Farklı bir dikkat edilmesi gereken nokta ise, bu yönetmeliğin takibini kimin yapacağı.Yönetmelik, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Sağlık ve İç İşleri Bakanlıklarını yetkilendirmiş. Yani eğitimi veren ile denetleyenleri ayırmış ki çıkar çatışması yaşanmasın. Fakat şu noktada kontrolü yapacak olan kurum, ben eğitim açtım diye ortaya çıkabiliyor.  Bu sorunlar nasıl aşılacak zamanla göreceğiz.

Özet olarak; bu tanımlamalara göre portör muayenesi zorunluluğu kalkmış olmakla birlikte işyeri sahibi bulaşıcı hastalık taşıması durumunda personeli üretim alanlarında çalıştıramayacaktır. Avrupa Birliği mevzuatına uyum sürecinde AB düzenlemelerine uygun bir tanımlama yapılmıştır. Peki bizim ülkemizde çalışanlar, iş bulamama korkusu, haksız yere işten çıkarılma tasası ile önlerine gelen tüm kapıları aşındırırken beyanata dayalı bu sistem nasıl işlevsel olacaktır? Çalışan hasta olduğunda ya da taşıyıcı olduğunu bildiğinde bunu işverenine açıklayacak mıdır? İşveren bunu nasıl takip edecektir? Hele ki, hali hazırda işverenler bunu bir maddi kayıp olarak görürlerken.

Aile hekimliğine güvenerek değiştirilen bu yasal düzenlemede net bir açıklama yapılmadığından ve devşirme bir tanımlama olduğundan konu hala muallâktadır.

Peki, firmalar bu konu ile ilgili olarak ne yapmalıdır? 

Kendi durumlarına; müşteri gereklilikleri, uyguladıkları standartlar, yasal otoritelerin güncel görüşleri, çalışan devinimi, çalışanların yeterliliği, işletmedeki sosyal yapı, ürünler ve ürün gruplarına göre hastalık bulaşma ve taşıma tehlikelerini dikkate alarak karar vermelidirler. Dokümanlarında sağlık takip sistemini tanımlamalı ve yasal düzenlemeler konusunda açıklama yapabilecek kadar bilgili olmalıdırlar.

Benim fikrim yasal düzenlemeleri doğru inceleyip iyi ifade edebilirseniz, denetime gelen kişinin söyleyecek fazla bir sözü olmayacağı yönündedir.

Ve başlıkta ki asıl gizli soruya gelelim; sizce zorunlu olarak hijyen eğitimi almak, portör muayenesi ve tetkiklerini yaptırmadan “ hijyenik “ olmayı sağlar mı ? Hele ki söz konusu olan gıda işletmelerinde çalışanlar olunca. Bence sağlamaz, ya sizce…

Sağlıklı Günler dileğiyle… !!!

İş yerinden…Sevdiklerinize…Sağ salim dönün… !!!